Düz Mahalle, Belediye Tiyatro Karşısı
+90 (535) 607 41 99

Gerçek ve Yalan

Gerçek ve Yalan

GERÇEK VE YALAN

Gerçekle yalan arasındaki ayrım nasıl anlatılabilir? Gerçek öncesiz-sonsuzdur; yalan icattır, geçicidir, akıllının ustalıkla uydurduğu marifettir. Tanrı kutsaldır, şeytan yalanın babasıdır. Kutsallık, öncesiz-sonsuzdur, Mesih kökenlidir. Yalanın başlangıcı-sonu vardır. Kutsallığın arayıcıları çok değil; buna karşı yalanın ustaları, kullanıcıları deryalar gibidir. Dile yalancı dünya gibi bir kullanım bile girmiş. Buna karşı bir de gerçek dünya ve onun vericisi var. “Yol da, gerçek de, yaşam da Ben’im” diyen İsa Mesih (Yuhanna 16:4).Gerçeğin süresi kalıcılıktır; Tanrı’nın kalıcılığı gibi. Gerçeğin etkisi en başarılı, ustalıklı yalandan kat kat üstündür. Gerçek sürtüşmez, çatışmaz, ilenmez. Tutunabilmek için bunlara gereksinimi yoktur. Buna karşı yalan sürtüşür de, çatışır da, ilenir de, korkutur da. İllaki benim açım, görüşüm dedirtebilmek için bin bir tertibe muhtaçtır o.

Günah, ıstırap, ölüm. İşte insanlığın baş belaları! Bunlara gerçek mi demeli, yalan mı? Günah şeytanın savurduğu ters bilgi ürünüdür. Istırap, Yaratan’ın oluşturduğu düzeni allak bullak eden dengesizliktir. Ölüm yaratılışta öngörülen sürekli yaşam akımına çelme takan merhametsiz, caymayız müstevlidir (işgal edici). Bunların gerçekle herhangi bir ilişkisi olduğu düşünebilir mi? Günah, ıstırap, ölüm yeryüzünde yalanın kurduğu diktadan kaynaklanan acı ürünlerdir. Gelecek o parlak Gün’de yalandan türeyen herbir kargaşa temelden sarsılacak, sonundaysa devrilecek.

Çağlar boyu yalanın babası şeytan sanki gerçekmiş gibi bunu nicelere yutturmakta. Şeytan günahı her kılığa sokabilir, sayısız insana iyi bir matahmış gibi satabilir. Gerçeğin bağlısı, yalanın yenicisi olmak isteyen, günah engereğinin başını ezen Mesih’e gelmeye zorunludur. O günahı gidermekle kalmaz, şimdiki döneme özgü ıstırabı bir eğitici kılar; ölümü nurlu-güvenli geçit yapar. Ölümsüzün ölümü ölümü öldürdü. Salt O, yalanın belini kırdı, kafasını ezdi, diken tarlalarını güllük gülistanlık yaptı.

Ademoğullarını, Havva kızlarını yalanın katı boyunduruğundan kurtarmayı üstlenen Tanrı insan sorunlarının çözümüne günahın belini kırmakla başlar: Kurtarıcı Mesih’in kurtarmalık ölümü ile geçmişteki günahları siler, şimdiki dönemde günaha karşı etkin set çeker, gelecekten güvensizliği siler. Yaratış eyleminin yanı sıra Tanrı’nın amacı her tür yalanı sergileyerek bireyleri gerçek bağlısı kılmaktır. Victor Hugo (1802-1885) şöyle der: “Tanrı affetmeyen olsaydı kendisi affedilemezdi.” Seven Rabbin ilgisi insanı bir dine çekmek değil, gerçeğe getirmek, günahı affetmek, gerçeğe, sevgiye sarılan insanı bütünlemektir. Hiç kuşkusuz yalan öğesi dinlerde belirgindir. Yalan biçimlemeleriyle günah, ıstırap, ölüm korkunç biçimde egemenliğini sürdürür.

Din-şeriat-toplum suçluyu islah edemez; onu ne düzeltebilir ne de kurtarabilir. Sadece cezalandırır. Çok çok belirli bir günde af kararı çıkarabilir, serbest bıraktıklarının şükranını kazanır. Ama onlar başka bir suç işleyince yeniden yakalarına yapışır. Bireyin günahlılığı, toplumun-dinin yeni yaşam veremezliliği canı yalan dolan dünyasında bocalandırır. Günahtan arıtılmayan can kendisini önemli tuttuğu bağlılıklara teslim eder; Allahı’nı duygularına uygun biçimde kalıplaştırır, karşısında hiçbir engele rastlamaz. Yalan onun varlığında egemen güçtür. Bu günahlı bağnazlıkla bağlandığı Allahı adına ürkütücü kudurganlıklara gidebilir. Özellikle, hayali cennet kanışıyla büyülenince yalana hizmeti sınır bilmez. Aşırı kin, öç alıcılık, acımazlık, tamah, kan akıtıcılık onun yöntemleridir. İçinde sevginin, sevecenliğin, acıyışın bir zerresi bile barınamaz. O, günahını işlerliğe koyarken bundan derin zevk duyar. Öte yandan Mesih bu günahlının cezasını öderken işkencelerin en acıklısını taşıdı, çünkü insanı sevdi. Tanrı O’nun ölümü ile hem adaletinin hakkını verdi, hem de Mesih’e iman edeni adaletli kıldı. Bu, Mesih’in yerimize günah olmasıyla gerçekleşti. Istırap çekmeyen bir Tanrı sevemez.

“Ben gerçeğim” diyen Mesih ölümüyle günaha kesin darbeyi indirirken, yalana bağlı günahlılara gerçeğin sönmeyen ışığını yaktı. Bu ışığa yüreğini açana.. O şu güvenliği verir: “Gerçeği bileceksiniz ve gerçek sizi özgür kılacaktır… Eğer Oğul sizi özgür kılarsa gerçekten özgür olacaksınız” (Yuhanna 8:32,36). Günahtan özgür, ıstırap çekerken özgür, beklenen ölümle karşılaşınca özgür. Sonsuzlar sonsuzu özgür.

Thomas Cosmades

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir