Düz Mahalle, Belediye Tiyatro Karşısı
+90 (535) 607 41 99

Tapınak

Samsun Kilisesi Tapınak

GİRİŞ 
Eski çağlarda çok tanrılı dinler bulunduğu gibi hala zamanımızda bile bulunmaktadır. Tanrıbiliminde çok tanrılı dinlere “putperestlik” adı verilmiştir. Ne var ki, Hristiyanlık tek Allah’lı bir din olarak tanınmasına rağmen, “üçlük” inancı yönünden eleştirilere uğramaktadır: “Hristiyanların üç ayrı Tanrıları var… Onlar üç Tanrı’ya inanıyorlar…” biçiminde suçlayanlar bulunmaktadır. 
ALLAH BİR TANE Mİ, ÜÇ TANE Mİ?

Eski çağlarda çok tanrılı dinler bulunduğu gibi hala zamanımızda bile bulunmaktadır. Tanrıbiliminde çok tanrılı dinlere “putperestlik” adı verilmiştir. Ne var ki, Hristiyanlık tek Allah’lı bir din olarak tanınmasına rağmen, “üçlük” inancı yönünden eleştirilere uğramaktadır: “Hristiyanların üç ayrı Tanrıları var… Onlar üç Tanrı’ya inanıyorlar…” biçiminde suçlayanlar bulunmaktadır.

Bu yazımız Hristiyanlık dinini savunmayı amaçlamamıştır. Ama yukardaki eleştiricilere “üçlük” inancı yönünden bazı açıklamalarda bulunmak istiyoruz.

Önce şunu belirtelim ki, çeşitli dallarıyla “Hristiyanlık” diye bilinen din nasıl inanırsa, nasıl davranırsa, Tanrı’sını nasıl açıklarsa açıklasın. Bu o kadar önemli değildir. Ama Tanrıbilimi açısından esas temel olan Kutsal Kitabın ne öğrettiği önemlidir.

Şu kaçınılmaz bir gerçektir ki, kendilerine Hristiyan diyen bazıları —aslında onlar da Allah’ın bir olduğuna inandıkları halde— belki farkında olmadan Allah’ın Varlığını fiziksel bir biçimde açıklamaya çalışmışlardır.

Örneğin: Allah’larını açıklayan resimler, tablolar çizmişler ve bunları tapınaklarına yerleştirmişlerdir. Bu tür tabloya resimlerde şöyle bir manzara görülür: gökte bulutlar üzerinde beyaz saçlı, ak sakallı ihtiyar bir adam, bazen elinde dünyayı tutmuş olarak oturmaktadır. Bu, “Baba Allah” imiş. O’nun hemen yanında daha genç biri vardır. Bazen bu gencin elinde ya da omzunda bir çarmıh bulunur. Bu ise “0ğul Allah” olan İsa Mesih imiş. Bu iki kişinin ortasında biraz yukarda uçan bir güvercin kuşu görülebilir. Bu da “Kutsal Ruh” olan Allah imiş.

Bu tür resimleri tapınaklarında kullananlar her ne kadar “bunlar ancak simgedir, bir hatırlatmadır…” deseler de, eleştiride bulunmak isteyenlere geniş olanaklar vermektedirler. “Hıristiyanların üç tane Allah’ları var diye söylenen söz gerçekten doğruymuş …Bak, şu tablodaki üç Allah’lar nasıl yan yana oturuyorlar…” şeklinde itiraz edenler ve alay edenler olmaktadır.

Bu konuda tüm zorluklar nereden geliyor? Maddeyle ilgisi olmayan, ama RUH olan Allah’ın varlığını maddi bir şekle sokarak anlatmak ya da anlamaktan geliyor! Maddeye bağlı, çevresi, dünyası, hatta taşıdığı bedeni madde olan insan çoğu kez bu hataya düşüyor. Bunun sonucu olarak da bir sürü anlaşmazlıklar ve çelişkiler ortaya çıkıyor.

Kişi, Allah’ı tanımlarken “Allah Ruhtur” diyorsa da, O’nu açıklarken fiziksel, maddi örnekler kullanmaya mecbur oluyor, İşte “üçlük” inancı yönünden de çıkan anlaşmazlıklar, insan mantığına ters düşen durumlar çoğunlukla bu yönden doğmaktadır.

Allah’ın şekli, biçimi, yeri belli değildir. Kimse bunu bilmez. O’na bir şekil, biçim, yer-mekan vererek fikrimizde kurduğumuz hayalleri gösterip “Allah işte böyledir” diye iddia edersek, başka birinin hayallendirdiği Allah kavramı başka türlü olabilir. Bu sefer de anlaşmazlıklar çıkar.

Ortadaki mevcut eleştirilere bir cevap verip iyi bir uyum sağlayabilmek amacıyla isterseniz gelin, bu konuda en üstün otorite, en yüce yetki ve temel gerçek olan Allah’ın sözü Kutsal Kitabın ne dediğine bakalam.
 

KUTSAL KiTAP NE DİYOR? TEK ALLAH

“Dinle ey israil, Allah’ınız Rab BÎR olan Rabdir” Tesniye 6:4.

“Rab, Kendisi Allah’tır, O’ndan başkası yoktur… Bugün bil ve yüreğine koy ki, yukarda göklerde ve aşağıda yerde, Rab, O Allah’tır, başka yoktur” Tesniye 4:35, 39.

“Şimdi görün ki Ben, Ben Oyum, ve nezdimde ilah yoktur.” Tesniye 32:39.

“Beni kime benzeteceksiniz ki Ben ona müsavi olayım? Kutsal olan diyor” İşaya 40:25.

“Benden önce Allah olmadı ve Benden sonra olmayacak. Ben Rabbim ve Benden başka kurtarıcı yoktur” İşaya 43:10, 11.

“Rab şöyle diyor: Benden başka Allah yoktur. Her şeyi yaratan, gökleri yalnız basma yayan, yeri seren (yanımda kim vardı?)…Benim,” İşaya 44:6, 24;45:5.

“Gökleri yaratan ve dünyaya şekil veren Rab Benim ve başkası yoktur” İşaya 45:18, 22.

“Beni kime benzeteceksiniz ve kiminle denk tutacaksınız ve Benim için ne örnek yapacaksınız ki benzetelim?” tşaya 46:5.

“Rab diyor: Gökleri ve yeri Ben doldurmuyor muyum?” Yeremya 23:24.

“Hepimizin Babası bir değil mi? Bizi Bir Allah yaratmadı mı?” Malaki 2:10.

“İsa ona dedi… Allahımız Bir olan Rabdir… Yazıcı O’na dedi: Çok iyi muallim, hakikat üzre dedin ki O Birdir; O’ndan başkası yoktur.” Markos 12:29-32.

“Allah birdir.” Galatyalılara 3:20.

‘Devirlerin Kralına, son bulmaz, göze görünmez Tek Allah’a…” I Timoteos 1:17.

“Bir Allah ve Allah’la insan arasında bir aracı vardır.” I Timoteos 2:5.

“Ruh bir, Rab bir, Allah ve Baba birdir.” Efesoslulara 4:4,5.

“Sen Allah’ın Bir olduğuna inanıyorsun, iyi ediyorsun…” Yakup 2:19.

“Kurtarıcımız Tek Allah’a yücelik olsun…” Yahuda 24.

Yukarıdaki ve benzeri ayetlerden gördüğümüz gibi, Allah’ın Sözü olan Kutsal Kitap çok açık bir dille Allah’ın tekliğin!, bir oldugunu öğretmektedir. 

ÜÇLÜK NE DEMEKTİR?

Yukarıdaki ayetlerle Kutsal Kitap her ne kadar tek bir Allah’tan söz ediyorsa da; ve “Tanrı’da üçlük var” diye açıkça öğretmiyorsa da; Tanrı’da bulunan özel üç isimden sözeder. Özellikle incil yazılarında Tanrı “Baba, Oğul ve Kutsal Ruh” şeklinde açıklanır. Bu özel üç ismin aynı cevherden, aynı özden olduklarını kanıtlayan pek çok ayet vardır.
 

ÜÇ ALLAH’LAR YOK

İncildeki “Baba, Oğul ve Kutsal Ruh” açıklayışı üç ayrı Allah demek değildir! Yukarıdaki ayetlerin birinde gördük ki, Allah “gökleri ve yeri doldurmaktadır.” Tüm evreni dolduran, her tarafı kapsayan Tanrı’yi iki, üç, dört ya da daha fazla parçaya bölmeye hiç olanak yoktur!

Bununla beraber, yaptıkları iş bakımından Baba, Oğul ve Kutsal Ruh birbirlerinden fark edilirler. Yani, Baba, Oğul ve Kutsal Ruh ile açıklanan her bir isim, iş veya görev durumunu ayırt etmektedir. Örneğin (yine aciz olan fiziksel örnek kullanıyoruz, mazur görülsün): insanın beyni düşünmek içindir. Elleri çalışmak içindir. Ayakları da yürümek içindir. Bunun gibi de Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un işleri farklıdırlar. Ancak şunu unutmamak gerekir ki, insanın el ve ayakları bilinçli değildir. Bilinç ancak beyninde bulunuyor. Oysa Allah öyle değildir. Allahın bilinçsiz olan bir tarafı yoktur. O’nun her tarafı bilinçtir. Bu yüzden Baba’da olduğu gibi. Oğul ve Kutsal Ruh’ta da aynı bilinç mevcuttur.

BABA 
“Baba Allah” tüm evreni kapsayan, her şeyi yaratan, yöneten, her şeye hakim olan Allah’tır.

OĞUL
“Oğul” aynı Baba Allah’ın cevherindendir (İbranilere l;3). Allah’ın Sözüdür (Yuhanna 1:1-3). Şöyle ki Allah’ın söz söyleyebilme yeteneği, konuşabilme gücü olan Ruhuna aittir. (Bu konuda ayrıntılı ayrı bir broşürümüz var.)

Oğul, aynı zamanda Baba Allah’ın “bazusu,” “kudreti” ve hikmeti”dir (I Korintoslulara 1:24; İşaya 53:1;63:5; 59:16). Baba’dan çıkıp dünyaya gelmiştir (Yuhanna 16:28). Allah’tandır (Yuhanna 7:29). Yüce Dağ ile simgelenen Allah’a aittir (Daniel 2:34, 45).

Çarmıhta kurban olmak suretiyle insanların günahlarını taşıyan yine bu “Oğul” olmuştur.

KUTSAL RUH 
Kutsal Ruh da aynen Oğul gibi Allah’ın cevherinden olup Baba Allah’tan çıkmaktadır (Yuhanna 15:26). Görevine gelince, tüm insanları “günah, doğruluk ve yargı” konusunda uyarır (Yuhanna 16:8). İnanan insanların içine girip onları eğitir, aydınlatır, teselli eder, yönetir, güçlendirir, Allah’ın istediği duruma getirir… “Allah’ın eli” deyimiyle de simgelenir (Hezekiel 37:1; 3:14).

Böylece görüyoruz ki, “Baba, Oğul ve Kutsal Ruh” yukarıda üç taht üzerinde oturan üçlü bir Allahlar heyeti değildir! Tüm evreni kapsayan ve özünde Üç ö-zellik olan tek Allah vardır.
 

ALLAH BÖLÜNMEZ!

Hiç kimse Allah’ın Hikmetini, Kudretini ve Kelamını Allah’tan ayırıp ayrı bir taht üzerine oturtamaz ki! Allah’ın “Kelamı, Hikmeti ve Kudreti” gibi isimler, İsa Mesih’in dünyaya insan şeklinde gelmeden önceki isimleridir. Bununla beraber Allah’ın Kelamı, Hikmeti ve Kudreti durumunda olan İsa Mesih’in beden alıp dünyaya insan şeklinde, yani İsa Mesih olarak gelmesiyle Baba Allah’ın Hikmetsiz, Kelamsız ve Kudretsiz kaldığını söylemek istediğimizi kimse düşünmesin!

İsa Mesih’in dünyadayken almış olduğu elle tutulur ve gözle görülür tarafı Allah değil, insandır. Allah Ruhtur; ne elle tutulur ne de gözle görülür. Ama İsa Mesih’in içindeki Ruh, Baba Allah’tan çıkan varlığıdır, İşte Allah olan O’dur.

Allah’ın Ruhu ise tüm evreni kapsadığından bir bütündür. Ne Kutsal Ruh, ne de İsa Mesih’in içindeki Tanrı’nın Ruhu bölünmez, parçalanmaz, birbirinden koparılmaz ve ayrılmaz. Yeri, şekli, biçimi ve muayyen bir hacmi olan bir şeyi koparmak, tanelere bölmek, çoğaltmak mümkündür. Ruh olan Allah’ı ise maddeyi böler gibi bölemeyiz.

Allah’ın sağı ve solu yoktur. Üstü ve altı yoktur. Önü ve arkası da yoktur, içi ve dışı da yoktur. Nedenine gelince O her yeri, tüm evreni doldurur (Yeremya 23:24; Mezmur 139:7-12). Kutsal Kitap’ta bazen Allah’ın sağı ve solu varmış gibi, içi ve dışı varmış gibi, önü ve arkası varmış gibi, eli ve ayağı varmış gibi anlatmalar bulunur. Bunlar hep madde olan insanın anlayışına kolay gelsin diye kullanılan örneklerdir. Aslında yukarıdaki ve benzeri ayetlere bakacak olursak, tüm evreni kapsayan ya da dolduran bir Allah olduğunu anlarız.

Bundan anlıyoruz ki, “Kelam, Hikmet ve Kudret” niteliğinde olan İsa Mesih’in içindeki Ruh dünyada, İsa Mesih’in bedeninin içinde bulunurken, Allah’ta bir bölünme, bir parçalanma, bir eksilme asla söz konusu olamaz!

İsa Mesih, dünyanın neresinde olursa olsun, aynı zamanda her yerde bulunduğunu söylemiştir. Kendi öğrencilerine: “Dünyanın sonuna kadar sizinle beraberim” ve “Benim ismimle nerede toplanırsanız orada, sizin aranızdayım” gibi sözleriyle İsa Mesih bunu açıklamaktadır (Matta 28:20; 18:20).

Bu da gösterir ki, bölünme ve parçalanma olmadan, hem de Allah’ta bir eksilme olmadan İsa Mesih’in beden kabı içindeki Ruh, Tanrı’nın Ruhundandır. Her yerde aynı zamanda hazır ve nazırdır. Böylece Allahın Kelamı, Hikmeti, Kudreti gibi adlarla tanımlanan varlığın yeryüzünde İsa Mesih adlı bir beden kabına bürünmesi, evrenin Allah’ının kelamsız, hikmetsiz veya kudretsiz kalabileceği düşüncesini kökünden ortadan kaldırır.

Kutsal Ruh*a gelince, bu da üçüncü bir taht üzerinde oturan üçüncü bir Allah değildir. Baba Allah zaten Ruhtur (Yuhanna 4:24). Bu Ruh da aynı Allah’ın Ruhudur. Ancak şu farkla ki, Allah’ın Kutsal Ruhu’nun işindeki farklılık anlaşılması için, bazen O şu benzetmelerle simgelenmiştir: “Rabbin eli, Rabbin bazusu, ateş, ateş dilleri, güvercin, göz, boynuz, yağ, rüzgar…”

Örneğin: Bay Can haltercidir. Çok ağır bir demir topu havaya Bay Can kaldırmıştır. Ama ağırlığı Bay Can bazusunun gücüyle kaldırmıştır. Ne var ki. Bay Can’ın eli veya bazusunda bilinç yoktur. Bilinçli olan beyninden emir almış olan eli veya bazusu harekete geçmiştir.

Allah’ın ise, daha önce dediğiniz gibi, her tarafı bilinçlidir. Bilinçsiz bir tarafı yoktur. Bu yüzden Kutsal Ruh da bilinçsiz bir durumda Baba Allahtan emir alarak harakete geçmez. Ama Kutsal Ruh Kendisi bilinçlidir. Tıpkı Baba ve Oğul’un bilinçli olduğu gibi.

BAZI ÖRNEKLER
Başlangıçta belirttiğimiz gibi, ne yazık ki bu dünyadaki aciz maddi şeyleri örnek olarak kullanmak zorundayız. Başka çare ve olanaklarımız yok!

Tek varlıkların üç yönü var:

Her cismin üç boyutu vardır. Fakat yine de bir ünite olarak kabul edilir. Ortada bir masa var. Fakat bu tek masa üç boyuttan oluşur: l) yükseklik, 2) uzunluk, 3) genişlik. Bunlar masanın yaptığı şeyler değil, ama olduğu üç durumdur. Yükseklik, genişlik ve uzunluk masa adedini üçe yükseltmez. Masa yine tektir. Bu gerçeği, matematikten şöyle bir denklemle açıklayabiliriz: 1+1+1 = 3 değil; 1x 1x 1 = 1 geçerlidirl

Zamanda da bu durum göze çarpar:

Zamanı, l)geçmiş, 2)şimdiki ve 3)gelecek zaman olarak biliriz. Geçmiş zaman olmasaydı, şimdiki zaman olmazdı. Şimdiki zaman olmasa, gelecek zaman olmaz. Geçmiş, şimdiki ve gelecek olarak zamanın uç yönü olmasına rağmen, genel olarak bunların hepsine aynı adı verip “zaman” deriz. (Bu iki örnek D. Rhoton’un yazdığı “inanç ve Delil” adlı kitaptan alınmiştır.)

GÜNEŞ ÖRNEĞİ
Güneşimiz tektir. Gökte yanyana duran üç ayrı güneş yoktur. Ama bir olan güneşte de üç ayrı yön ya da etki vardır: l) güneşin yusyuvarlak daire şeklindeki görünüşü, 2) bu yusyuvarlak daireden fışkıran ışınlar ve 3) bu ışınlarda bulunan ısı sıcaklık.

SU ÖRNEĞİ
Hava soğuktur. Bir göl buz tutmuştur. Biraz sonra sıcak bir hava tabakası gelmiş, güneş parlamış, buz erimeye başlamıştır. Bu durumda sıvı halindeki suyun aynı zamanda üç ayrı durumda olduğu görünür: l) gölün altında bulunan normal su; 2) gölün yüzeyinde bulunan buz tabakası; 3) gölün üstünde yükselen buharlar. Bu durumda su, aynı zamanda üç durumda bulunuyor: su, buz ve buhar. Ama yine de burada üç ayrı madde yok. Tek ve aynı su var.

Başka bir örnek görelim:

Bir levhanın yüzeyinde üç delik vardır. Bu delikleri bir ve aynı tel açmıştır. Tek bir tel levhanın üstünden ve altından bükülmesiyle levhada üç delik açmıştır. Burada üç ayrı cins tel yok. Bir cins tel var. Ancak tek olan bu tel, bükülmek suretiyle levhada üç ayrı delik açmıştır.
 

SINIRLI İNSAN KİŞİLİĞİYLE SINIRSIZ ALLAH KİŞİLİĞİ MUKAYESE EDİLEMEZ

Allah gibi olmayan ve maddi bedenle sınırlandırılmış olan insan, aynı anda üç işi birden yapamaz. Bunları sırasıyla ve ayrı vakitlerde yapabilir. Ama Allah için böyle değildir. Allah için yapılacak işlerin sırası ve vakit bulma ihtiyacı gerekmez. O, birçok işleri aynı anda yapabilir, işte “üçlüğün” açıklanışı biraz bu gerçeğe de bağlanabilir.

Diyelim ki bir evde yapılacak üç önemli iş vardır. Bu üç işin de aynı zamanda yapılması gerekiyor: l) yukarıdaki odalar temizlenecek; 2) odalar temizlenirken aşağıda mutfakta yemek hazırlanacak; 3) odalar temizlenirken ve yemek hazırlanırken gelmekte çılan mİsafir yoldan karşılanacak. Bu üç işin tam aynı zamanda yapılması gerekiyorsa, kişilikleri sınırlı olan insanlar arasında mutlaka üç kişiye ihtiyaç vardır.

Ama varlığı insan gibi sınırlı olmayan, madde değil ama Ruh olup her yerde aynı zamanda bulunabilen sınırsız Allah için durum böyle değildir. O, değil sadece üç işi, ama milyarlarca işi aynı anda yapabilir. Belki “üçlüğün” açıklanışında yahut da anlaşılmasında bu derin gerçek üzerine gerektiği kadar eğilinmemiştir. Belki konuya insansal veya maddesel açıdan bakılmıştır. Bu yüzden de belki bazı açıklayıcılar ile bazı anlayanlar üçlüğe üç ayrı taht üzerinde oturan üçlü bir “Allahlar heyeti” olarak bakmışlardır.
 

BABA, OĞUL, KUTSAL RUH İÇ İÇE GİRERLER

Kutsal Kitapta bazen Baba, Oğul ve Kutsal Ruh, bazı işler yaparlarken birbirlerinden tamamen farklı şahsiyette görünürler. Örneğin: İsa Mesih Ürdün ırmağında su vaftizi olurken İsa Mesih “Oğul” olarak suda. Kutsal Ruh güvercin gibi üzerine inmekte, “Baba” Allah ise sesiyle gökten seslenmektedir.

Oysa bazı işler yaparlarken de iç içe girmekte, birbirleriyle kaynaşmaktadırlar. Bu durumu kanıtlayan ayetleri sunmadan önce şöyle örnek yerelim:

Diyelim ki bir anne üçüz doğurmuştur. Üçü de erkektir. Üçü de tıpa tıp birbirine benzemektedir. Üçü de aynı giysileri giymişlerdir. Üçünün de saç şekli, ses tonu, huyu, alışkanlıkları, arzu ve istekleri tıpa tıp aynı. Bunlara nüfus cüzdanı çıkarılacağı zaman anne üçünü de sıraya dizmiştir. Birine Sevgi, diğerine Can, öbürüne de Kadir adını koymuştur. Çocuklar sokakta oynarlarken her biri bir köşede bulunuyor. Anneleri pencereye çıkıp Sevgiyi eve çağırmak istiyor. Şimdi acaba hangi köşedeki çocuğa doğru bakıp da ona seslenecek? Bu durumda annesi bile eğer giysisine özel bir işaret koymazsa daima şaşıracaktır.

1) Baba’nın Ruhu ile Kutsal Ruh birdir.

2) Baba ve Oğul’un Ruhu da birdir.

3) Oğul’un Ruhuyla Kutsal Ruh yine birdir.

İSA MESİH’İN BEDENİNİ DİRİLTEN:
Önce diyelim ki, eğer yerden bir kilo ağırlığında bir yük kaldırılacaksa, bu ağırlığın kaldırılması için üç tane güçlü elin uzanmasına gerek yoktur. Bir tane sağlam bir el bunu rahatlıkla yapabilir. Bu anlayış ve kural altında:

İsa Mesih’in cansız, ölü bedenini dirilten Baba Allahtır: Romalılar 6:4; I Korintoslular 6:14; II Ko-rintoslular 4:14; Efesoslular 2:5; Resullerin îşleri 2:24, 32.

Kutsal Ruh’tur: Romalılar 8:11; I Petrus 3:18.

İsa Mesih’in bizzat Kendi Ruhudur: Yuhanna 2:19-22. Buradaki beden diriltme olayında üçü de iç içe girmişlerdir.

PEYGAMBERLERE ESİN VEREN, KONUŞAN:
Baba Allahtır: II Petrus 1:21. Kutsal Ruhtur: II Samuel 23:2. Beden almadan önceki durumuyla Mesih’tir: I Petrus l;10,11. Yine burada da üçü bir olmaktadır.

İNANLILARIN İÇİNDE YAŞAYAN:
İsa Mesih Ruh olarak imanlıların içine giriyor: Vahiy 3:20. imanlıların kalbinde taht kurup oturan İsa Mesih’tir: Efesoslulara 3:16. imanlıları yöneten İsa’nın Ruhudur: Resullerin îşleri 16:6,7.

İmanlıların içinde yaşayana şimdi de Kutsal Ruh deniliyor; Yuhanna 14:17-19; Resullerin işleri 2: 4;

Efesoslular 5:18; Romalılar 5:5; 8:11. Kutsal Ruh öğretiyor (Yuhanna 15:26) ve yönetiyor (Yuhanna 16;8, 13, 14)

imanlıların kalbinde İsa’nın Ruhu ile Kutsal Ruh bir olduğu gibi, şimdi de Babanın Ruhu ile bir oluyor: I Korintoslular 3:17. imanlıların kalbi, Allah’ın orada oturduğu tapınaktır.

KURTARICI OLAN
Baba Allah’tan başka kurtarıcı yoktur: îşaya 45:14, 15, 18-22. Tek Kurtarıcı O’dur: îşaya 44:6. O’ndan başkasını kurtarıcı olarak kabul etmemeliyiz; İşaya 43:3, 10-22.

Şimdi de İsa Mesih’in Ruhu, bu “tek Kurtarıcı Baba” ile bir oluyor, kaynaşıyor, İsa Mesih Kurtarıcıdır:

Luka 2:11; II Timoteos 1:10; I Timoteos 1:15.

Kutsal Ruh da bir oluyor. Allah, Kutsal Ruhu ile kurtarıyor: Titus 3:4-6.

YARATICI OLAN
Tek başına her şeyi yaratan “Baba” Allah’tır: İşaya 44:24; Eyüp 9:8; İşaya 45:18.

Şimdi de tek yaratıcı olan Baba Allah ile İsa Mesih’ in Ruhu bir oluyor. Kelamsız (Mesih’siz) hiçbir şey yaratılmamıştır: Yuhanna 1:3.

Kutsal Ruh yaratma işindedir: Eyüp 33: 4; 26: 13;Tekvin 1:2.

Bunun gibi daha birçok örnekler verebiliriz. Ama yerimiz müsait değildir. Kutsallıkta, tapınılmakta, her şeye kadir olmakta, ezelilik ve sonsuzlukta ve saire, “Baba, Oğul ve Kutsal Ruh” hep birbirinin içine girmekte, birbiriyle kaynaşıp bir olmaktadır.

“Teşbihte hata olmaz” diye bir söz vardır. Bunun gibi de bu yazıda verdiğimiz örneklerin gerçekten çok uzak olduğunu itiraf edelim. Çünkü verdiğimiz benzetmeleri bu dünyada bulunan ve madde olan şeylerden almaya mecbur kalıyoruz. Bu dünyada bedende yaşayan insanlardan kimse ruhî gereken berraklıkla göremediği gibi, ne anlatmak için yeterli sözleri vardır, ne de anlayabilmek için insanın beyin durumu buna elverişli değildir. Bununla beraber bu yazımız ve verdiğimiz aciz örnekler “üçlük” inancı yönünden fikrimizdeki çelişkileri veya anlaşmazlıkları biraz olsun yatıştırabilmek bakımından bir yardım sağlamış olursa, kendimizi mutlu sayarız.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir